ŞÜPHELİ GÜVEN

Şüpheli güven, jeoloji eğitiminde, hocalardan öğrencilere, sektörde ise tecrübelilerden çaylaklara aktarılan bişeydir. Jeoloji okuyan herkes birilerinin öğrencisi. Taşradaki öğrencinin hocası büyük şehirdeki hocanın öğrencisi, Büyük şehirdeki öğrencinin hocası yine başka bir okuldaki hocanın öğrencisi. Sektörde ise çaylağın ustası var ve ustanın da hocası yine birinin öğrencisi..

Yani şüpheli güven nesilden nesle aktarılan birşey. Jeoloji okuyan herkes mineraloji ve optik mineraloji ya da petrografi derslerini almıştır. Eğer bu derslere tüm dönem boyunca hazırlanamazsanız kopya çekmek zorunda kalırsınız. Mineraloji dersinde gösterilen yaklaşık 70-100 tane mineral vardır ve her mineralin en az 7-8 tane özelliği vardır. Bazı minerallerinki benzerdir, bazılarının ise birbiri ile hiçbir alakası yoktur. En basitinden florit ile halit kübiktir fakat pirit ile kalsit aynı kristal sistemde ya da çizgi renginde değildir. Eğer sınava tüm dönem boyunca çalışmadıysanız sınav haftasında her mineralin her özelliğini ezberlemeniz imkansızdır. Ve bunları ezberlemeniz gerekir ki jeolojide en temel mineraller bunlar. İşte çalışmazsanız eğer kopya çekmek zorunda kalırsınız ve kopya çektiğiniz arkadaşınızın yazdığına güvenmek zorunda kalırsınız. O doğru yaptıysa sizinki de doğrudur, o yanlış yazdıysa sizinki yine yanlıştır. İşte ben buna şüpheli güven diyorum. Peki bu şüpheli güven sektörde karşımıza nasıl ortaya çıkıyor ona bakalım?

Petrol sektöründe en iyi jeolog ölü jeolog olarak nitelendiriliyor. Hangi petrol mühendisi ile konuşsam jeologların salaklıklarından bahsediyorlar. Yani bu bi değil iki değil. Öyle bir siksok eğitim sistemimiz var ki normal zekalı giren biri gerizekalı olarak mezun oluyor. Çünkü jeoloji eğitiminde kesin iş yaptırmak yerine verilen eğitim jeologları muğlak iş yaptıracak şekilde yönlendiriyor. TVdeki proflar bile bi öyle bi böyle konuşuyor.. Diğer ülkelerin jeologları ile kıyaslandığı zaman petrol sektöründe çalışan bi kaç zehir gibi jeolog hariç geri kalan tüm jeologlar gereksiz olarak nitelendiriliyor. Sismik yorumluyor, kuyu yeri veriyor verdiği kuyu boş çıkıyor. Bu bir değil iki değil demek ki verilen eğitimden gelen bir alışkanlık ki bu alışkanlığa “şüpheli güven” diyorum ben. Demek ki bu jeologlar işi yaparken bi kaç hipotez varken ortada birini görüp ona güvendikten sonra kuyu yeri veriyor ve patlıyolar, sonra da petrol mühendislerinin ağzına sakız oluyorlar. Demek ki birden çok hipotez var ve o hipotezlerden biri doğru. Kuyu yeri verirken saha içerisinde 1 alan değil birden çok alan vermek gerekiyor.

Bunun olmaması lazım, Gelelim zemin sektörüne,

Zemin-kaya mekaniği işinde maden, yol tünel gibi işlerde çalışanlar genelde rahat ve kesin iş yapıyolar. Ama iş zemin etüdüne geldiği zaman. Belirli bir güven aralığı içerisinde kalmak için belirli işleri yapıp verileri toplayıp, geoteknikçi inşaat mühendisine şu şu önlemler alınmalı bu verilere göre hesabını yap diyorlar. Yani sorumluluğu kendi üzerlerinden atıyorlar, bu sorumluluğu inşaat mühendisinin almasını istiyorlar yani şüpheli güven bu sefer inşaat mühendisi üzerinden devam ediyor. Halbuki, jeoloji mühendisi belirlediği zemin koşullarındaki oluşacak olumsuzluklara karşı önlemlerin nasıl alınması gerektiğini inşaat mühendisine görsel olarak anlatması gerekir. Yani bi binada deprem anında, zemin etüdünde belirlediğin tüm olası kötü şeyler aynı anda oluyor. Bunu hesaba katmaları gerekiyor. Yani belirlediğin zemin koşullarında 4lük depremde bina nasıl sallanır, 5lik depremde bina nasıl sallanır, 6lık depremde bina nasıl sallanır, 7lik depremde bina nasıl sallanır, 8lik depremde bina nasıl sallanır, 9luk depremde bina nasıl sallanır inşaat mühendisinin bunu görmesi gerekiyor. Görmeli ki ona göre temeli dizayn etmeli adam. İnşaat mühendisi dediğin hesap kitap ile bu bina orada durmalı ki nasıl durmalıyı hesap eden adam. Deprem dediğin zaten max 5 dakikalık periyodik dalga vuruşu. Eğer sen inşaat mühendisini buna göre yönlendirirsen adam da hesabını ona göre yapar. Ben burada jeologları suçlamıyorum, bu dediğim olay hem işi daha çok artıracak hem de daha güvenli binalar yapılmasını sağlayacak. Aslında şüpheli güvenin bir sonrakine aktarılmaması için geoteknik raporunun da jeolog-inşaatçı tarafından yapılması gerekiyor. Bu sorumluluk aktarma aslında para hırsının getirdiği birşey ve bunu herkes görüyor. İş daha çok artacak ve jeolog bu işten daha çok ekmek yiyecek şimdikine göre..

Bilemiyorum Altan.

Çözümüm var evet ama kimsenin sikinde değil, sikinde olsa bile hayata geçirilmeyecek ya da masraflı veya kabul görmeyecek. O yüzden olan olduğu gibi devam etsin. Evler yıkılsın insanlar ailesiz kalsın, kuyu yerleri verilsin şirketler zarar etsin sikimde mi dünya.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir