Prof. dr. cenk yaltırak hoca’dan: işimiz sadece allah’a kaldı

17 Ağustos 1999 üzerinden 19 yıl geçti. Hala bilinmeyen çok şey var. Fakat bildiklerimiz 1999 a nazaran yüzlerce kere daha fazla. Artık Doğu Marmara’da herhangi bir anda kırılcak segmentin 1509 dan beri Mw 7.7 lik bir deprem üreteceğini, olasılıkla İstanbul boğazı ile İmralı adası arasında bulunan Doğu Marmara Sırtı üzerinde 10-15 km arası bir derinlikte kırılmanın gerçekleşeceğini, bu hattın üzerinde 2017-2018 arasında başlayan kısa süreli dört deprem fırtınasının birkaç hafta arayla hiç bir haritada bulunmayan uzun süredir varlığından söz ettiğimiz segmentin yerini tamamen belli ettiğini biliyoruz. Bilmediğimiz tek şey bu kırılmanın zamanı. O an aslında her an olabilir. Bu durumda yapacağımız tek şey sorumlulular olayı ciddiye almadığına göre kend başımızın çaresine bakmak. En azından evimizin olduğu yerde neler olabileceğini kabaca bilmek.

Aşağıdaki harita bunu anlamak için 500×500 m alandaki birimlerin 1/500000 ölçekli MTA jeoloji haritası bazında vs30 sismik hızlarına göre hesaplanmış bir haritadır. Elbette daha yüksek çözünürlüklü haritalar ve sahada düzgün ölçülmüş vs 30 hızları semt değil sokak bazında bize daha çok bilgi verecektir. Bu bilgiyi oluşturmak ise bizim gibi bilim adamlarının ekonomik gücü üzerindedir. Kısaca elimizden gelen bile başımıza geleceği işaret ediyor.

Otomatik alternatif metin yok.

Marmara Bölgesinde kırılması beklenen segmetlerin kırıldığı taktirde oluşacak ivme değerleri. Bu haritanın yapım amacı şudur; risk sadece kırılabilecek segmentlere göre hesaplanmalıdır. Bu haritada önümüzdeki 50 yıl içinde kırılacak fayların oluşturacağı depremlerin yaratacağı ivmeler gösterilmektedir. 0.1 g den az olanlar 1-7 MMI arası 0.11-0.2 g 8-9 MMI, 0,21- 0.3 g 10-11 MMI, 0.3 üzeri olanlar 11 MMI ve üzeridir. 1855 Bursa, 1912 ve 17 Ağustos 1999 depreminde kırılan fayların tekrarlanma periyotları için en az 200 yıl vardır ve bu nedenle haritada bu segmentler hesaba özellikle katılmamıştır. Bu haritadaki değerler göreceğiniz gibi AFAD tarafından üretilen haritadan farklıdır. Çünkü bu haritada kırılacak fayın tekrarlanma periyodu, son olan depremden geçen zaman, o zamandan beri biriken atım, fayın karakteri, uzunluğu , hesaba katılmıştır. 0.2 g üzeri olan her yerde kentlerin bina zemin ilişkisi bazında değerlendirilmesi gerekir. Özellkle 0.2 g altında olan heryerde risk ancak bina çok kötü bir yerde ve kötü br şekilde yapılmış olmalıdır. Kentsel dönüşüm denilen rantsal dönüşümün sağlam zeminlerde yapıldığı ve riskli alanlarla çakışmadığı ve riskli alanlarda ise anlamsız şeklide rijid ve yüksek beton yapıların çoğalması senaryoları daha da kötüleştirmektedir. Dikkatle bakılırsa İstanbul Kanal güneyi ve 3. Havaalanı 0.2 g ve daha yüksek etkilenmektedir. Bunun nedeni dolgu zemin ve vadilerdeki alüvyonal zeminlerin bulunmasıdır.

Herkesin aklını başına topladığı bir irade için işimiz sadece Allah’a kaldı. İnsanların ülkesini deprem gerçeğini küçümseyerek ileri taşıyabileceği ham bi hayaldır. Marmara Bölgesi şehirlerinin nufusunu ve ekonomideki yerini arttırmak delilikten başka bir şey değildir.

Cenk Yaltırak, 14 Ağustos 2018

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir